Daha önce paylaştığımız birçok sayfaya konu olduğu üzere; son yıllarda Demirköy, iş yoğun yaşanan, hayatın sürekli bir yerlerden bir yerlere yetişmek kaygısıyla geçtiği, trafik, çevresel sorunlar, gürültü gibi insanı boğan türlü olumsuzlukları koynuna almış büyük şehirlerden kaçıp, tertemiz bir doğada vakit geçirerek tazelenmek isteyenlerin çekim merkezi olmuş durumda. Bunda Demirköy’ün sahip olduğu güzellikler kadar İstanbul gibi bir metropole, Çerkezköy, Çorlu, Tekirdağ, Lüleburgaz gibi sanayi yerleşimlerine yakın oluşunun da etkisi büyük. Hal böyle olunca, Demirköy’e olan bu yönelişi eko-turizm önermeleriyle değerlendirmek isteyen işletmelerin sayısında da hatırı sayılır bir artış gözlemleniyor. 2017 yazında hizmete açılan Nisa Çiftliği de, bu potansiyeli görüp doğru değerlendiren örnek girişimlerden biri.

Anne Elinin Değdiği Bir Aile işletmesi

Nisa Çiftliği kelimenin tam manasıyla bir aile işletmesi. Demirköy’e yerleşip çiftlik kurma fikirleri yöreye yaptıkları bir ziyaret sonrası gerçekleşmiş. Anne Beyhan hanımdan burada bahsetmemiz gerekiyor. Aslen Ordulu olan Beyhan hanım 17 yaşında İstanbul’a yerleşmiş. Yazının başında bahsettiğimiz üzere İstanbul’un keşmekeşinin onu da kuşattığını anlamak zor değil. Ordu gibi bir cenneti düşünmediği gün olmamıştır herhalde. Ailesiyle Demirköy’e yerleşme ve tarım yapma fikri ise İğneada-Demirköy civarına yaptıkları bir seyahat sonrası aniden filizlenmiş. İstanbul’a yakın fakat doğasıyla Ordu’ya benzer bu coğrafyada önce hayvancılık yapmayı planlamış aile. Bu maksatla toprak satın alıp 3 Ocak 2015 tarihinden bu defa İstanbul’dan Demirköy’e göçmüşler.

Yuvayı dişi kuş yapar derler ya; çiftliğin tuğlasından harcına annesi Beyhan hanımın ellerinin emeğinin olduğunu aktarıyor, kızı İrem hanım. Toprak sevgisini, doğa tutkusunu tüm aileye annesinin aşıladığını büyük bir gururla ve ağız dolusu söylüyor. Aksi halde henüz yirmili yaşlarının başındaki birini, İstanbul gibi gençleri farklı çeken bir metropolden Demirköy gibi küçük bir yere yerleşmeye başka ne ikna edebilirdi ki ? Ailede Nisa adında kimse olmamasına rağmen, bu ismi çiftliklerine özellikle vermişler. Kur’an’da bir sureye adını veren Nisa kelimesi Arapça “kadın” manasına geliyor. Çiftliğin kadın elinden işleyişi ve yükselmesine, anne Beyhan hanımın emeklerine ithaf edilmiş bir manada.

Doğaya ve doğala dönüş

Henüz aile Demirköy’e yerleşeli iki yıl olmuşken, 24 Haziran 2017’de çiftliği bugünkü haliyle hizmete sokmayı başarmışlar. Nisa Çiftliği 48 dönüm arazi üzerine kurulu. Hayvancılık ve tarım yapılan bölümleri olan çiftlik, yöreye olan ilgiyi de göz önüne alarak ayrıca doğada vakit geçirilebilecek bir yeme içme mekanı olarak düzenlenmiş. Gelen ziyaretçiler çiftlikte yetiştirilen ürünleri sofrada tatma imkanı bulurken, aynı zamanda kendileri toplayabiliyor veya satın alabiliyorlar.

Nisa Çiftliği’nde domates, biber, salatalık, patlıcan, taze fasulye, havuç, enginar, barbunya, süt mısırı, karpuz, kavun, kabak gibi pek çok ürün, geleneksel yöntemlerle ve kimyasal ilaç kullanılmadan üretiliyor. Üç dönüm arazi ise Demirköy’ün meşhur çileğine ayrılmış. Nefaseti ve verimi yüksek Demirköy çilekleri üretiliyor. Ziyaretçiler Nisa Çiftliği’ne geldiklerinde bu çilekleri kendi elleriyle hasat etme imkanı bulabiliyorlar.

Çiftlikteki yöresel tezgahlarda bazılarını kendi çiftliklerinde ürettiklerinden, bazılarını ise yörenin komşu üreticilerinden tedarik ettikleri; günlük taze süt, yoğurt, tereyağı, çiftlik yumurtası, peynir ile çiftlik ve orman yemişlerinden topladıkları incir, armut, kuşburnu, vişne, erik, ahududu, karamuk, güvem gibi meyveleri, bu meyvelerden elde edilen reçel, marmelat, pestil, doğal meyve suları gibi ürünleri bulabiliyorsunuz. Keza çiftlikte yetiştirdikleri sebzeleri tezgahlarda bulabildiğiniz gibi, yukarıda da bahsettiğimiz üzere kendi ellerinizle hasat etme imkanı sunuyor Nisa Çiftliği.

Yemyeşil bir doğa parçasının tam da orta yerinde kurulu olan mekan, ziyaretçilerine mükellef bir kahvaltı vadediyor. Her şey olabildiğince doğal, çiftlikten yahut yöreden temin edilen ürünlerle sofrada yer buluyor. Sofraya hele de böylesi tertemiz bir atmosferde oturunca, doğal beslenmeye dair ne kadar çok şeyi unutmuşuz yahut ihmal etmişiz diyoruz. Bir kahvaltı sofrasında nefasetli bir çorba tatmayalı, odun ateşinde tıkırdaya tıkırdaya pişen kendine has tadı kokusu olan köy sütünden içmeyeli ne kadar zaman olmuş hatırlayamıyorsunuz bile. Demirköy’ün meşhur Boşnak böreklerine, mantılarına, kabaklı böreğine diğerleri eşlik ediyor. Bahçe ve orman yemişlerinden envai çeşit reçeller, yağından balına ne varsa sofrada nefasetiyle damaklarda yer buluyor.

Yöre ürünlerine Karadeniz’den ürünlerin de zaman zaman eşlik ettiğini görebilirsiniz. Ailein Ordu’daki bahçelerinden toplattığı tazecik fındıklar eşlik ediyor. Fasulye turşusu keza öyle…E, bakarsınız bir gün de mis gibi bir mısır ekmeği bulursunuz sofrada.

Nisa Çiftliği doğada vakit geçirmek ve tazelenerek yaşadıkları yerlere dönmek isteyenler için biçilmiş kaftan. Aileler için, özellikle de çocukları için özgürce vakit geçirebilecekleri, hayattan huzur dolu bir gün çalabilecekleri keyif dolu bir mekan. Zaman geçirmek isteyenler hemen yakınlarda bulunan ve Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinde kullandığı topların döküldüğü Demirköy Dökümhanesi‘ni ziyaret ederek tarihte kısa bir yolculuğa çıkabilirler. Keza Demirköy’ün ve beldesi İğneada’nın keşfedilecek bir o kadar güzelliği var. Siz yeter ki yolunuzu bu sıcak mekana düşürün.

NİSA ÇİFTLİĞİ

Adres : Dökümhane Yolu Üzeri / DEMİRKÖY