Nörotoksin adı verilen, doğal ve yapay olarak bulunabilen toksinlere maruz kaldığımızda sinir sistemi fonksiyonlarında anormallikler oluşur. Bunun nedeni sinir dokusunun bu toksinler nedeniyle zarar görmesidir ve bu duruma “nörotoksisite” adı verilir (1). “Ben bu toksinlerle temas etmiyorum” diye düşünebilirsiniz ancak kemoterapi, radyoterapi, bazı ilaçlar, gıda kimyasalları, tarım ilaçları ve bazı kozmetik ürünler bu nörotoksinlerden içerir ve farkında olmadan bu toksinlere maruz kalabilirsiniz.
Ayrıca nörotoksisite sadece dışarından vücuda giren maddeler nedeniyle değil aşırı stres yüzünden artan serbest radikaller nedeniyle de oluşabilmektedir. “Oksidatif stres” denen bu durum beyin hücrelerinde hasara yol açabilmektedir.
Nörotoksinlerin sinir sistemi üzerindeki etkileri ne kadar süreyle ve ne miktarda maruz kalındığına bağlı olarak değişmekle birlikte baş ağrısı, bilişsel fonksiyonlarda zayıflama, sanrılar, hafıza zayıflaması gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Bu alanda yapılan çalışmalar elmanın, muz ve portakalla birlikte nörotoksinlere karşı hücre yapısını koruduğunu ve strese bağlı hücre hasarını önlediğini ortaya koymaktadır.
Aynı araştırmalara göre elma ve diğer meyvelerin düzenli tüketimini sinir dokusunun bozulumu ile ilgili Alzheimer, Parkinson gibi hastalıkların görülme riskini düşürmektedir (2).
Elmanın kan şekerini dengelemesi konusunda yapılan çalışmalar aslında oldukça yeni sayılır ama bu araştırmalarda elde edilen sonuçlar için ümit verici denebilir.
Elmanın şekeri düzenleyen etkisinin temel nedeni bir antioksidan olan “polifenol” bakımından zengin olması (3). Ponifenoller gıdalar yoluyla alınan karbonhidratların sindirimini ve vücut tarafından işlenmesini yavaşlatarak kan şekerinin yemekten hemen sonra aşırı yükselmesini önlüyor (4).
Bir diğer araştırmaya göreyse elma, yaban mersini ve üzüm gibi meyveleri düzenli olarak tüketmek tip 2 diyabet riskini önemli oranda azaltıyor (5). Ancak aynı araştırmada bu meyvelerin suyunu içmenin yüksek oranda şeker içermesi nedeniyle tip 2 diyabet riskini artırdığı belirtilmiş.
Yani günde 1 elma, 100 gram yaban mersini veya 100 gram üzüm yemek faydalı ama aşırıya kaçmak zararlı olabiliyor.
Elmanın pıhtı veya plak oluşumunuz bağlı damar tıkanıklığı, damar sertleşmesi, hipertansiyon, oksidatif strese bağlı damar tahribatı gibi kalp ve damar hastalıkları riskini azalttığı uzun zamandır biliniyor. Bunun 2 nedeni var; ilki “flavonoid” (6) adı verilen güçlü bir antioksidan bakımından zengin olması, ikincisi ise sindirimi düzenleyen besin lifi içermesi.
Günde 1 elma yiyerek toplam kolesterolü ve LDL kolesterolü düşürebilir ve pek çok damar hastalığının başlıca nedeni olan “yağ oksidasyonu (lipid peroksidasyonu)” riskini azaltabilirsiniz.
Elma dışında flavonoidler bakımından zengin diğer gıdalar arasında maydanoz, yabanmersini, siyah çay, limon ve yer fıstığı bulunuyor (7).
Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü’ne göre elma, yüksek besin lifi içeriğiyle kolon kanserine, yüksek C vitamini içeriğiyle gırtlak kanserine ve antioksidan içeriğiyle mide ve akciğer kanserine karşı koruma sağlıyor (8). Enstitü tarafından desteklenen ve yayınlanan araştırmalarda hiçbir meyvenin tek başına yeterli olmadığı ancak elmanın kansere önlemede en etkili meyve olduğu belirtilmiş.
Elmanın kansere karşı etkisi üzerine yapılan bir diğer araştırmaya göre elmada bulunan quercetin, kateşin, phloridzin ve klorojenik asit kadınlarda akciğer kanseri riskini %21 oranında azaltıyor (9).
Cornell Üniversitesi tarafından laboratuvar hayvanları üzerinde yapılan bir çalışmada ise kırmızı elmanın mevcut kanserli tümörlerin küçülmesini sağladığı tespit edilmiş (10).
20 farklı araştırmanın sonucuna göre günde 2 küçük elma (200 gr) felç riskini önemli oranda azaltıyor (11). Yine aynı araştırmalara göre her gün 200 gram taze sebze yerseniz felç riski %11 oranında azalıyor. Tüm araştırmalar elmanın felç riskini azaltan etkisinin başta “kuersetin” olmak üzere içerdiği diğer antioksidanlar nedeniyle oluştuğu belirtiliyor (12).
Hollanda kaynaklı 20.069 kişinin katılımıyla yapılan geniş çaplı araştırma bu verileri doğrular nitelikte. Yaşları 20 ile 65 arasında değişen ve herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan katılımcılar 1 yıl boyunca takip edilmiş. Daha çok taze sebze ve meyve tüketen katılımcılarda felç görülme oranının diğerlerine göre %53 daha az olduğu belirlenmiş (13, 14).
Bu araştırmalara göre felç riskini azaltan elma dışındaki diğer meyve ve sebzeler ise şöyle; lahana, marul ve diğer yeşil yapraklı sebzeler, mandalina, greyfurt ve portakal gibi sarı ve turuncu meyveler, patlıcan ve domates gibi kırmızı, mor renkli sebzeler (15).
1200 kadın ve çocuklarının katılımıyla Utrecht Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre hamilelik döneminde düzenli olarak elma tüketen kadınların çocuklarında astım görülme riskinin %50 oranında azaldığı tespit edilmiş (16).
Avustralya’da kaynaklı 1600 yetişkinin katılımıyla yapılan bir diğer çalışmada ise elma tüketiminin astım riskini ve bronşiyal hassasiyeti azalttığı belirlenmiş (17). Bu araştırmada elde edilen sonuçlar, daha geniş çaplı, 10.000 kadın ve erkeğin katılımıyla yapılan Finlandiya kaynaklı bir çalışma ile destekleniyor (18).
Sadece elmaya özgü bir bileşen olan “phloridzin” 50 yaş üzeri erkeklerde ve menopoz dönemi sonrası kadınlarda görülen kemiklerin zayıflaması, kemik yoğunluğunun azalması, kolay kırılması gibi sorunları ve osteoporoz gibi hastalıkları önlemeye yardımcı oluyor (19).
Aynı konuda yapılan bir diğer araştırma ise daha çok meyve, sebze ve tam tahıllı gıdalar tüketen 50 yaş üzeri yetişkinlerde travmaya bağlı kemik sorunları daha az görülüyor (20).
1 orta boy elma (+- 180 gr, kabuğuyla birlikte)
Yukarıdaki rakamlar yetişkinler için USDA tarafından belirlenen 2000 kalorilik referans diyetine baz alınarak oluşturulmuştur (21).
Günde 1 elma yemenin bilinen bir zararı yok ancak fazla elma yemenin ve her gün 4-5 elmayı sıkarak suyunu içmenin başlıca zararı içerdiği yüksek şekerdir. Amerikan Kalp Derneği’nin verdiği rakamlara göre günlük maksimum şeker tüketimi kadınlarda 25 gram (toplam 100 kalori), erkeklerde 37.5 (toplam 150 kalori) gram olmalı (26).
1 orta boy elmanın aşağı yukarı 19 gram şeker içerdiği düşünüldüğünde her gün 3-4 elma yemek bu sınırın aşılması anlamına geliyor.
Tabii şekeri pasta, çikolata, şekerli atıştırmalıklardan almakla elmadan almak arasında sağlık açısından çok büyük fark var. Elmadan sadece şeker değil vitamin, mineral, omega yağ asitleri ve besin lifi de alıyorsunuz.
Elma besin lifi içeriği sayesinde sindirimin düzenlenmesine yardımcı olur. Ancak aşırı elma tüketimi, elmada bulunan ve sindirilemeyen bir şeker formu olan “sorbitol” nedeniyle ishale yol açabilir (27). Vücuttaki sıvıyı bağırsaklara çeken ve dışkıyı yumuşatan sorbitol elmanın kabızlık için önerilmesinin nedenidir.
Kalori kısıtlamalı bir diyet yapıyorsanız tükettiğiniz elma miktarına dikkat etmelisiniz. Tek bir elma içerdiği 95-100 kalori nedeniyle diyetinize zarar vermez ama 3-4 elma yemeye başlarsanız günde 300-400 kalori sadece elmadan geleceği için kalori hesabınızı tutturmakta zorlanabilirsiniz. Aynı durum karbonhidrat kısıtlamalı diyetler içinde geçerli çünkü 1 elma yaklaşık 25 gram karbonhidrat içerir.
Elma çekirdeği toksin bir bileşen olan siyanür içerir. 1-2 elma çekirdeği yemek zehirleneceğiniz anlamına gelmez ama miktar artarsa zehirlenme riskiniz de artar (28).
Ziyaretçi Yorumları
Benzer TariflerSitemizdeki benzer tarifleri inceleyin
GÜNAYDİN DIYET GRUBUhakan
Tarçın KabuğuBunyamin
Mısır Püskülü ÇayıBunyamin
Çok Okunan TariflerSitemizde en çok okunan yemek tarifleri
ABDÜSSELAM OTU owners post
Çok YorumlananlarSitemizde en çok yorum alan tarifler
Narlıdere Usulü Tatlı Nişasta Helvası Tarifiowners post
İstenmeyen Tüylere Limon Tuz Karışımowners post
Bozdoğan Kıymalı Pide Tarifiyemek post
Yemekpost.com - Adres:Avusturya/Viyana jedleseer Str. 1210 Wien. Avusturya - GSM:+43 681 80305560
Tüm Hakları Saklıdır - 2020