Muz Nasıl Yetiştirilir

Ana Sayfa » blog » Muz Nasıl Yetiştirilir

muz-nasil-yetistirilir

Muz Yetiştiriciliği, Muz Nasıl Yetişir,

Muz Nerede Yetişir: Akdeniz bölgesinde antalya-alanya, mersin anamur tarafında sera ortamında yetiştiriciliği yapılmaktadır.

İklim İstekleri: Muz, nemli, tropik iklimlerin bitkisidir. 30° Kuzey ve 30° Güney enlemleri arasında kalan bölgenin uygun alanlarında, tarımı rahatlıkla yapıldığı halde, bunun dışında kalan yerlerde istediği sıcaklığı bulamaz. Denize yakınlık-uzaklık ve denizden yüksekliğe göre bu enlemler dışında kalan bazı yerlerde de yetiştirilmektedir. Akdeniz bölgesinde muz yetişen yerlerimiz 36-37 enlem derecelerinde Toros dağları tarafından korunmuş, dağların eteklerindeki mikroklima yerlerdir. Buna rağmen muz bahçeleri zaman zaman soğuktan zarar görmektedir. Muz yetiştiriciliği bakımından önemli iklim faktörleri sıcaklık, yağış, rüzgar ve doludur.

Muzun doğal ortamı tropikal bölgelerde yüksek boylu ağaçların altıdır. Yarı gölgede bulunurlar.

Yıl boyunca aylık ortalama 26-27 sıcaklık ister. 15-16 °C’nin altında gelişme gerilemekte, 2-3 °C.de zararlı olmaktadır. O°C ve hemen altındaki sıcaklıklarda üst kısım ölmekte, -4 °C’nin altında tatlı gövde zarar görmektedir. Sıcaklık 10-15 dakika süre ile -1,5 ile -2 °C dereceye düşerse şiddetli zararlanmaya neden olur.

Muz yüksek sıcaklık yanında, yüksek neme de ihtiyaç duyar. Oransal nem % 60’dan aşağı düşmemelidir. Ancak bazı hastalıkların yayılmaması ve muzda gelişmenin devam etmesi açısından % 90 ‘ın üzerindeki doygun nemin de ortamda olmaması gereklidir.

Aylık yağışın 120-150 mm. olduğu yerlerde muz sulanmaya ihtiyaç duymayabilir. Muz yetiştiriciliğinde hava nemi de önemli olup % 60’ ın altına düşmemelidir. Yıllık ortalama 2.500 mm’lik bir yağış bütün aylara dağılmış olmalıdır. Aksi halde sulama yapılması gerekmektedir.

Çok büyük yapraklara sahip muz bitkileri şiddetli rüzgardan zarar görmektedir. Daha şiddetli rüzgarlar yalancı gövdenin kırılmasına yani ağaçların yıkılmasına neden olur.

Toprak İstekleri: Muz yetiştiriciliği için en iyi topraklar; derin, besin maddelerince ve humusça zengin, geçirgen, iyi havalanan, hafif bünyeli (Kumlu-Tınlı) ve hafif alkali, killi Tınlı, Kumlu karakterdeki, derin topraklardır. Toprak taşsız, iyi işlenmiş olmalıdır.

Muz bitkileri toprak ve su tuzluluğuna çok hassastır. Bu nedenle bahçe tesisi yapılacak yerin toprağı ve kullanılacak suyun tuzluluğu mutlaka analiz ettirilmelidir. Ancak yine de organik maddece zengin, orta bünyeli, drenaj sorunu olmayan ve hafif asidik (pH=6) olan topraklarda daha iyi gelişir.

Fide Sağlanması: Muz doku kültürü ile, tohumla, yumru parçasıyla ve dip sürgünleri ile üretilmektedir.

Ülkemizde yaygın şekilde yapılan fide sağlanması, muzların toprakaltı yumrusundan çıkan dip sürgünleriyle yapılmaktadır.

Bahçe Yerinin Dikime Hazırlanması: Muz bahçesi yeri olarak genellikle kuzeyi kapalı, soğuktan korunmuş yerler seçilir. Muz bitkileri, genel olarak güneye bakan, hafif eğimli yerlerde iyi gelişmektedir.

Ülkemizde muz dikimi iklim durumuna göre Mart-Mayıs ayları arasında yapılır. Örtü altında Eylül dikimi güzel sonuçlar vermektedir. Tek sıra dikim için genel olarak 3 * 1,7 m. aralıkları önerilebilir.

Bütün dikimlerde sıraların kuzey-güney doğrultusunda yapılması en iyi güneşlenmeyi sağlayacaktır. Kuzey-güney doğrultusundaki dikim, doğu-batı doğrultusundaki dikime göre en az % 10 verim artışı sağlamaktadır.

Dikim: Fidanlar yeni kurulacak muz bahçesine sokulmadan önce bahçe girişinde yapılacak olan ilaçlı su havuzunda en az bir saat kadar bekletilerek, kök bölgesindeki nematodların ölmesi sağlanmalı, ayrıca anadan ayrıldığı yara yerlerinin hastalık yapmaması, çürümemesi için uygun bir sistemik fungusitle ilaçlanması, yeni tesise nematod bulaştırmama ve sağlıklı fidan dikme yönlerinden yararlı olacaktır. Tesisin girişinde bir yere geçici olarak yapılacak yarım metre derinlikte, 2 metreye 1 metre boyutlarında, dikdörtgen şeklinde bir çukurun yüzeyine döşenecek bir plastik örtü ile bu havuz yapılabilir. İçerisine sistemik kök çürüklüğü ilaçlarından ve nematod ilaçlarından eklenerek ilaçlı su sağlanmış olacaktır. Hazırlanan ilaçlı su, daha sonra can suyu olarak, yeni dikilen fidelerin diplerine dökülebilir.

Dikim çukurlarına toprak analizi sonucu önerilen miktarlarda gübre konmalıdır. Toprakta organik madde, N,P,K gibi elementler yeterli bulunmuşsa uygulanacak ortalama miktarlar aşağıda verilmiştir.

Dekara ortalama 10.000 kg. meyve verimi alınacağı göz önüne alınarak, dekara 8.000 kg iyi yanmış kaliteli çiftlik gübresi, 58 kg. Azot, 30 kg. Fosfor ve 130 kg. Potasyum sağlayacak şekilde kimyasal gübre, sezona dağıtılarak verilmelidir.

Sulama: Muz yapraklarının geniş olması dolayısıyla terleme yoluyla çok miktarda su tüketir, sürekli nemli toprak ister. Bitki besin maddelerini bol miktarda almak için toprağın nemli olması gerekir. Bir çok meyve ağacı ile karşılaştırıldığında daha yüzeysel bir kök sistemine sahiptir. Topraktaki su miktarı tarla kapasitesine düştüğü zamanlarda, topraktan su alma yeteneği azalır. Topraktaki su eksikliğine çok çabuk fizyolojik tepki gösterir. Aşırı sulama muz köklerine zarar verir. Toprağı çoraklaştırır ve bazı yerlerde toprağın taşınmasına neden olur. Bütün bu nedenlerden dolayı muz bahçeleri azar azar, fakat sık sık sulanarak, su sıkıntısı çekmeleri önlenmelidir. Mümkün olduğunca haftada 3-4 sulama yapılmalıdır.

Damlama Sulama: Özellikle sulama suyunun yetersiz olduğu yerlerde meyve kalitesi üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle damla sulama yöntemi kullanılmalıdır.[1] Suyun, ağacın etrafındaki belirli noktalara damlatılmak suretiyle verilmesine damlama sulama denir. Sulama ile gübrelemenin birlikte yapılabildiği (fertigasyon) bu sulama sistemi, tarımda verimi ve kaliteyi artıran en önemli sistemlerden biridir. Bu arada bu sistemde, sulama suyu içerisine istenen gübre miktarını ayarlayan aletler de geliştirilmiştir. Bu sulama sisteminde sulama, tarlanın her tarafına eşit bir şekilde uygulanır. Sulama ve gübreleme tek noktadan kontrol edilebilir. Böylece işçilik masrafları düşer. Etkili kök bölgesi daima ıslak tutulabilir ve gerekli su miktarı ayarlanabilir.

Sprink Sulama: Son dönemlerde örtü altı muz üreticiliğinde önerilen bir sulama sistemidir. Muz bitkileri arasına tek sıra halinde serilen damlama hortumu kalınlığında bir hortum ve bu hortum üzerine belirli aralıklarla yerleştirilmiş 30-40 cm. yükseklikte toprağa gömülü çubuklar ve çubukların üzerinde mini fıskiyeler şeklinde yapılan sulama şeklidir. Toprağa gömülen çubukların üzerindeki mini fıskiyeler 1,5 – 2 metre yarıçapında bir alanı (3 metre genişlik) eşit bir şekilde sulamaktadır. Bu da muzların kök bölgesinin geniş bir şekilde sulanması demektir. Damlama sulama sisteminde damlama hortumu çevresinde yayılan kökler, sprink sistemde çok daha geniş bir yüzeye yayıldıkları için, ağacın gelişmesi çok daha güçlü olabilmektedir. Yine damlamada olduğu gibi, sprink sistemde de sıvı veya eritilmiş mineral gübreler rahatlıkla uygulanabilir. Kök gelişmesini çok daha geniş bir yüzeye teşvik ettiği için, damlama sulamadan daha cazip olan sprink sulama sistemi, kuru havalarda ortam nemini de yükselterek olumlu katkıda bulunacaktır. Ayrıca toprak yüzeyine serilen bitki artıklarının ayrışma sürecini de hızlandıracaktır.

Sisleme: Örtü altı muz üretiminde, sera çatısına, içten, belli aralıklarla yerleştirilen sulama boruları ve bu borulara yerleştirilen sisleme veya fog (dumanlama) memeleri ile yapılan bir sulama biçimidir. Bu sistemin asıl amacı sulama değildir. Ama sulama ihtiyacının karşılanmasına destek vermektedir. Bu sistem, uygulandığı bahçelerde kışın don zararına karşı korunma amacıyla kullanılabilir. Ortalama 15-16 oC sıcaklıkta olan yer altı suyu, memelerden sis şeklinde bahçe içerisine verilince, ortam sıcaklığını da kendi sıcaklığına yaklaştırarak don zararının meydana gelmesini önleyecektir. Bu uygulama aynı şekilde yazın meydana gelen yüksek sıcaklıkların zararını da önlemektedir. Zaman zaman 40-45 oC’ye kadar çıkan yaz sıcaklarının yakıcı etkisi, yine 15-16 oC olan yer altı suyunun memelerden sis şeklinde verilmesiyle ortadan kaldırılabilmektedir. Öğle saatlerinde ortalama 2 saat süreyle uygulanabilecek sislemeyle, aynı zamanda ortam nemi yükselmekte ve bitkilerin istediği uygun ortam sağlanmaktadır.

Ayrıca sislemeyi belli bir sıcaklık ayarına bağlı termostat takılarak çalışacak otomatik bir sistem geliştirilmiştir.

Gübreleme
Organik Gübreleme: Muz bitkisi topraktaki organik maddeyi oldukça yüksek oranlarda ister. Bunun nedeni doğal ortamdaki muzun, yüksek boylu ağaçların altında, dağınık güneş altında, çürümüş yaprakların üzerinde yetişmesidir.

Organik gübre toprak sıcaklığını yüksek tutarak, salkım oluşumundan hasada kadar geçen süreyi kısaltmakta ve fidelerin kışın soğuktan zarar görmesini engellemektedir.

Çiftlik gübresi kullanımında gübrenin iyi yanmış olmasına dikkat edilmelidir. Çiftlik gübresinin taze olması, iyi yanmaması sonucu, içinde bulunan yabancı ot tohumları, nematodlar ve tuz, bahçe içine taşınacaktır. İyi yanmış çiftlik gübresinde yabancı ot tohumu, nematod bulunmaz. Bu arada üzerinden 1-2 yağmur veya su geçirilirse toprak için zararlı olan tuzu da yıkanmış olacaktır. Bu nedenle, çiftlik gübresinin zararlı etkilerinden kurtulmak için, üretici, kullanacağı çiftlik gübresini en az 3 ay öncesinden alarak, bahçesinin bir kenarında yanmasını ve yıkanmasını sağlaması yararlı olacaktır. Ayrıca, organik gübre seraya sokulmadan önce yığın haline getirilip methil bromid veya benzeri bir fümigant ile ilaçlanırsa (tüp patlatma) çok iyi bir dezenfeksiyon yapılmış olacaktır.

Organik gübre muzlarda bakım zamanı (Şubat-Mart aylarında) ve kışa girmeden (Kasım ayında) verilmelidir. Onarma zamanı verilen organik gübre mutlaka toprakla iyi bir şekilde karıştırılmalı, kışa girmeden verilen organik gübre ise toprak yüzeyine yorgan gibi serilmelidir.

Mineral Gübreleme: Muz bitkisi hem yeşil aksamın gelişme döneminde, hem de meyve gelişme döneminde yoğun şekilde besin isteyen bir bitkidir. Bu besinler genellikle en iyi topraktan muzlara verilebilir. Muz yetiştiriciliğinde sadece organik gübre uygulaması yeterli değildir. Ek olarak mineral gübre uygulaması da yapılmalıdır. Mineral gübre olarak özellikle Azot, Fosfor, Potasyum, Kalsiyum ve Mağnezyum gübrelemesinin yapılması gereklidir.

Azot (N)
Muzun azot ihtiyacı da fazladır. Özellikle yeşil aksam gelişmesi için azot gereklidir.[2] Yavru bitkilerin gözüktüğü ve büyümenin başladığı ilk üç ay içerisinde azot çok önemlidir. Gelişmenin başladığı ve atak haline geçtiği ilkbaharın ilk aylarında çok fazla azot kullanır. Bu dönemde hayat dönemi boyunca kullanacağı azotun büyük bir kısmını kullanır. Azot kullanımı ile kuru madde miktarı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Azot kullanımı arttıkça kuru madde miktarı azalır.

Fosfor (P)
Muzun fosfor ihtiyacı, azot ve potasyuma göre daha az olmakla birlikte, kök gelişimi ve bitki besin maddesi alım kapasitesini artırarak salkım oluşumunu güçlendirmesi, tarak sayısını artırması yönünden çok önemlidir. Subtropik iklim koşullarında fosforun alımı, oldukça geniş zaman aralığında gerçekleşir. Fosforun topraktan iyi bir şekilde alınabilmesi için ortamda yeteri kadar suyun bulunması gerekir. Ayrıca doğumdan tahminen bir ay kadar önce uyguladığımız fosfor takviyesinin (2 sefer MAP) tarak sayısını artırdığı tesbit edilmiştir. Fosfor muz bitkisi için çok önemli değildir. Uygulamada bu elementin eksikliğine kolaylıkla rastlanmaz. Eksiklik belirtisinde yaprak kenarları ölerek testere dişi görünümü alır. Fosfor yeteri kadar ortamda varsa tarak sayısı ve dolayısıyla her taraktaki parmak sayısı artmaktadır. Ama fazla miktardaki fosfor uygulamaları da parmakların oluşmasına ters etki yapmaktadır. Ortamdaki fosfor fazlalığı, hem tarak sayısını azaltmakta, hem de taraktaki parmak sayısını azaltmaktadır.

Sağlıklı bitki kökleri de beslenme ortamındaki fosfatı önemli ölçüde tüketebilme yeteneğindedirler.[3] Yine Fosfor meyve verimini artırmakta, ancak aşırı fosfor gübrelemesinde ise verim azalmaktadır.[4] Fosfor uygulanan topraklarda çinkonun demir ve alüminyum oksitlerince bağlanması ile bitkinin gelişmesini artırması sonucu, bitkinin çinko konsantrasyonu kritik düzeyin altına düşerken, bitkide fosfor toksisitesi görülebilmektedir, öte yandan bitkilerin çinko noksanlığı gösterdiği durumlarda, ortama fosfor katılması, bitkide fosfor toksisitesi gösterdiği gibi çinko noksanlığının da şiddetini de artırmaktadır.[5]

Bitkilerin fosfor alımını, mağnezyum düzeyi de önemli ölçüde etkilemektedir. Düşük düzeyde mağnezyum, fosforun kökten alımını önemli ölçüde azaltarak, fosforun yukarı taşınmasını engeller.[6]

Bitkinin fosfor ihtiyacının en fazla olduğu doğumdan bir, bir buçuk ay önceki döneminde, bitkinin fosfor ihtiyacının yeterince karşılanması, tarak ve parmak sayısının artmasını sağlayacaktır. Bölgemizde genellikle 11-12 olan tarak sayısını 15-16’ya çıkartmak, fosfor ihtiyacını zamanında ve yeterince karşılayarak mümkün olabilir.

Potasyum (K)
Potasyum, muz bitkileri için çok önemlidir. Özellikle salkım oluşumu ve gelişimi için gerekli bir besin maddesidir. Potasyum bitki büyümesini çabuklaştırır ve verimini artırır. Yeterli potasyum ile beslenen bitkilerde salkım ağırlığı artar, parmaklar daha büyük olur ve meyvenin pazarda daha uzun süre dayanması, hastalık ve zararlılara dayanıklılık artar. Potasyum, bitki metabolizmasında fotosentez sonucu elde edilen ürünlerin, faydalı olacağı bölgelere taşınmasını sağlar. Su dengesini ayarlar. Potasyum, azot ile birlikte ürünü artırır ve düzenli meyve tutumu ve olgunlaşmasında önemlidir.[7]

Potasyum eksikliğinde uçlardan başlamak üzere yapraklar sararır. Bu sararma o kadar hızla gelişir ki, çoğu zaman uçtan başlayarak yaprağın 2/3 ‘ü ölür. Çok az potasyum alan bir bitkinin meyveleri şekilsiz olur. Böyle bir salkımda çok az sayıda parmak oluşur. Çiçeklenme zamanında iklim koşulları uygun olmaz ise yine bu gibi salkımlar oluşur.

Meyvede yüksek düzeyde potasyum alımı sadece düzgün meyve şekli ve olgunlaşma ile meyveye tad ve lezzet sağlamasından başka, meyve lezzet ve çeşnisinde ana öğe olan toplam asitlik üzerinde de olumlu rol oynayıp, çeşniyi önemli derecede etkilemektedir. Düşük potasyum seviyesi ise, lezzetsiz ve yavan meyve tadına neden olmaktadır.[8]

Çinko (Zn)
Muz bahçelerinde en çok görülen bitki besin elementi eksikliklerinden biri de Çinko’dur. Bu element eksikliğinin nedeni genellikle Fosfor fazlalığından kaynaklanır. (Ek Resim 26. Muzda Yaşlı Yapraklarda Çinko Eksikliği), (Ek Resim 27. Muzda Genç Yapraklarda Çinko Eksikliği)

Muz bitkisinde en çok eksikliği görülen mikroelement çinkodur. Çinko eksikliğinde bitki bodurlaşır. Yapraklar küçük ve dar olup, ikinci damarlar arası sarı-beyaz şeritler halindedir. Bu görünüm daha sonra sarı-yeşil şeritlere dönüşür. İkincil damarlara paralel olan sarı şeritlerde uzun, kahverengi ölü benekler belirir. Bu gibi bitkilerde oluşan salkımların parmakları küçük ve normal kıvrık şeklinden daha kıvrık olup, en belirli özellik de parmak uçlarının açık yeşil olmasıdır.sifalibitkileriniz.com Fazla miktarda kireçleme veya toprakta fosfor fazlalığı çinko eksikliğine neden olabilir. Fazla derecede nematod salgınına uğramış bahçelerde çinko eksikliği benzeri belirtiler görülebilir. Çinko eksikliğinde bitki bodur kalır, yapraklar küçük ve dar kalırlar.

Bakır (Cu)
Bakır bitkilerde özellikle dokularda ligninleşme prosesine katılmakta ve bitkilerin generatif büyümesinde önemli rol üstlenmekte, polen oluşumu ve döllenme prosesleri ve dolayısıyla tohum ve meyve oluşumunu sağlamakta ve bitkiler bakır beslenmesinden doğrudan etkilenmektedir.

Mangan (Mn)
Mangan, bitkide fotoliz olayını, dolayısıyla fotosentezi etkileyerek protein ve lipid sentezlerine katılır ve böylece birçok enzim faaliyetlerini etkiler. Özellikle hücreleri toksik oksijen radikallere karşı koruyan superoksit dismutez enzim yapısında rol oynar ve sonuçta bitkilerin büyüme ve gelişmelerini etkiler. (Ek Resim 29. Muzda Mangan Fazlalığı-Yaprakta)

Demir (Fe)
Demir, bitki dokularında genellikle 50-200 ppm. arasında bulunur. Sayısız redoks reaksiyonları, enzim faaliyetleri, klorofil sentezi ve klorofil oluşumunu dolayısıyla protein ile fotosentezi etkileyen önemli bir mikroelementtir.[9]
Genellikle topraklardaki kalsiyum fazlalığı demir alımını engeller. Demir eksikliği olan yapraklarda damarlar yeşil kalır, ancak damar araları sarıdır. Eksikliğin ilerlemesi halinde tam sararma ve sonra da kuruma görülür.

Kalsiyum (Ca)
Ca eksikliği gösteren bitkilerin Ca içeriği azdır. Çoğunlukla kuru maddede % 0.5’in altında bulunur.[10] Kalsiyum, mağnezyum ve potasyum içerikleri, topraktaki kil ve organik madde ile ilişkilidir. Bu nitrat, sülfat ve klor ile ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Kalsiyum eksikliğinde önce genç yapraklar aşağıya veya yukarıya doğru kırılır ve yaprak oluşması azalır.

Mağnezyum (Mg)
Mağnezyum eksikliğinde yapraklar uçlarından ve kenarlarından başlamak üzere yavaş yavaş sararmakla beraber orta kısımları yeşil kalır. Etki altında kalan dört ve beşinci yapraklardır. Yaprak sapları ana gövdeden koparak yaprağın ömrünün kısalmasına neden olur. Fosforun aksine genç piçler yaşlı rizomlardan kalsiyum ve mağnezyum absorbe ettikleri için yaşlı rizomlar bu elementlerce fakirdirler. Bu nedenle eğer yaşlı piçler dikimde kullanılacak ise kalsiyum ve mağnezyum için önlem alınmalıdır.

Kükürt
Kükürt eksikliği başta Natal olmak üzere diğer ülkelerde de görülmektedir. Çok eksik olursa kalite bozulur. Bu eksiklik süper fosfat, potasyum klorür yerine potasyum sülfat veya azot kaynağı olarak da amonyum sülfat uygulamak ile giderilebilir.

Bor
Muzda ender görülen eksikliklerden biri de Bor eksikliğidir. Özellikle yaşlı bahçelerde görülür.

Diğer mikro element eksiklikleri muz yetiştiriciliğinde pek önemli değildir.

Diğer mikro elementlerden bakır, manganez, demir, bor ve molibden eksikliği muz bahçelerinde pek görülmemektedir. Analizler göstermiştir ki muz bitkisi manganezi de topraktan fazla miktarda almaktadır. Bu da bitkiye ve kök oluşumuna zararlı olabilir. Uygun miktarda kireçleme manganezin daha fazla alınmasını önler.

Muzun Toprak pH’sı İsteği: Muzun ideal PH isteği 6’dır. Ama 4,5 – 8,5 arasındaki pH’larda yetişebilir. Akdeniz bölgesinde toprak kireçli bir yapıya sahip olduğu için genel olarak PH 7 ‘ nin üstündedir. Bu yüzden muz bahçelerinde N, Üre, P, Potasyum sülfat, Fosforun ise 18.46 (DAP) olarak verilmesi daha uygundur.

pH ile Besin Maddeleri Alımı Arasındaki İlişkiler
pH, bir ortamdaki hidrojen iyonları yoğunluğunu ifade eder. Halk arasında asit, sert, çorak, yumuşak gibi adlarla anılır. Toprak pH sı ile bitki besin maddelerinin bitki tarafından alınması arasında çok ciddi ilişkiler vardır. Örneğin pH 6’nın altında Potasyum alınması zorlaşır.

pH sı 7’den büyük olan alkali (bazik) toprakları ıslah etmek için toprağı yıkamak, bol yanmış çiftlik gübresi vermek, fizyolojik asit reaksiyonlu gübreleri kullanmak, her yıl dekara 30-50 kg toz kükürt vermek gerekir.

pH sı 7 nin altındaki asit reaksiyonlu toprakları ıslah etmek için ise, dekara 200-500 kg arası kireç vermek ve fizyolojik alkali reaksiyonlu gübreleri kullanmak gerekir. Verilecek kireç miktarı kumlu topraklarda 500 kg ise tınlı topraklarda 750 kg ve killi topraklarda 1 tonu bulabilir.

Toprak Tuzluluğu – EC: Muzlarda toprak tuzluluğu – EC de çok önemlidir. Topraktaki tuzluluk, taban suyu yüksekliğinden, yeraltı suyu özelliklerinden, kullanılan organik gübre ve mineral gübre özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Elektriki Geçirgenlik toprak tuzluluğunu ölçen birimlerden biridir. Buna göre 100 ppm’lik konsantrasyonda, 1000 micromhos dan büyük olan toprak tuzlulukları muzlar için zararlıdır. Tuzluluk sorunu olan bahçelerde mutlaka iyi bir drenaj çalışması yapılmalı, kullanılan mineral ve organik gübrelere çok dikkat edilmelidir.

Muzlarda Bakım – Budama (Onarma) Muzlarda budama, kurumuş yaprakların, meyvesi alınan bitkilerin ve fazla fidelerin kesilmesinden ibarettir. Muz bahçesinde sararmış yapraklar her zaman kesilmelidir. Meyvesi alınan bitkiler ise fazla yer kaplamaması için yaprakların ayrım yerinden düz bir şekilde kesilmelidir. Daldız denilen keskin uçlu bir demir ile, fideler ana bitkiden ayrıldığı gibi, fidelerin toprak düzeyinden kesilerek oyulması ve içine üre koyarak iptal edilmesi uygulanabilir.

Muz bitkisinin budaması, her yıl, ilkbahar aylarında, toprak altı gövdenin ocak içinde açılarak meyve verimi ve yılını doldurmuş yaşlı gövdenin çıkarılması, o yıl içinde meyve verecek 2 veya 3 bitkinin seçilerek yerinde bırakılması, bunlar dışında diğer genç gövde ve sürgünlerin de yine çıkarılıp atılması işlemlerini kapsamaktadır. Ülkemizde bu işleme muz yetiştiricileri “Onarma veya imar” demektedir. Budama genel olarak Mart Nisan aylarında yapılmakta, bazen uygun olmayan iklim olayları dolayısıyla Mayıs ayına kalmaktadır.

Muzlarda budama işlemi yaz aylarında da devam eder. İlkbaharda toprak altı gövdenin budanmasından sonra, gübreleme yapılmış ve sulama hazırlıkları başlamıştır. Bundan sonra muz bitkisinde dip sürgünleri yeniden çıkmaya başlar. Ülkemizde muz yetiştirilen yörelerde, çok sıcak olan bahçelerde bu ilk sürgünler de dipten kesilerek atılır ve 2. sürgünler içinden, gelecek yılın meyve alınacak bitkileri seçilir. Bunlar kılıç şeklinde dar ve dik yapraklı, kuvvetli büyüyen genç sürgünler arasından seçilir. Her ocakta meyve alımı için iki bitki bırakılmasına rağmen, bu sürgünlerden farklı zamanlarda çıkan 3-4 tanesi ayrılır. O yılın iklim durumuna göre bunların hangisinin istenilen zamanda çiçekleneceğini, ertesi yıl yine budama zamanı karar verilir. Biraz daha serin yerlerdeki muz bahçelerinde, ilkbaharda toprak altı budamadan sonra ilk çıkan dip sürgünleri ayrılır. Bunlar gelecek yıla kadar ancak yeterli büyüyüp gelişme gösterir.

Muz bahçesinde her yıl hasatla, bakım döneminde, budama ile meyve, sap ve yaprak olarak dekara ortalama 20 ton civarında organik materyal bahçe dışına atılmaktadır. Bu nedenle şu anda uygulanan bitki artıklarının bahçe dışına çıkarılması uygulanmasına kesinlikle son verilmelidir. İçeriğinde organik gübre ile birlikte bir çok bitki besin elementini taşıyan bitki artıkları parçalanarak toprağa gömülmeli, toprağın organik madde içeriği sürekli yükseltilmelidir. Bu şekilde uygulanacak bitki artıklarının bahçe içinde bırakılması, toprak yüzeyini malç şeklinde örterek yabancı ot kontrolünü de sağlayacaktır.

Muz bahçelerinde yapılan diğer bakım işleri, özellikle subtropik iklimde soğuğa karşı bahçelerin korunması ve meyve salkımlarının keten bezi veya plastik ile örtülmesidir. Bahçelerin soğuktan korunması, doğrudan ısıtma veya yağmurlama, sisleme gibi dolaylı yollarla sağlanmaktadır. Petrol artıkları veya benzeri maddelerle yapay sis meydana getirme, hava neminin % 70 ‘den yüksek olduğu durumlarda etkili olmaktadır. Yağmurlama ve sisleme ile korumanın etkinliği, su sıcaklığının ortam sıcaklığından olan yüksekliğine bağlıdır. Toprak altı suyu sıcaklığı 20 oC kadardır. Bu su ısıtmak için yeterlidir. Kritik noktada muz yapraklarındaki sıcaklığı yükseltir. Bununla beraber kullanılacak suyun kalitesi çok önemlidir. Özellikle tuzsuz olmalıdır.

Toprak İşleme: Toprak işleme, yabancı otları öldürmek, yağışlar veya üzerinde yürüme sonucu toprakta meydana gelen kaymak tabakasını kırmak ve toprağı kabartarak yağmur sularının veya sulama sularının toprağa daha kolay girmesini sağlamaktır. Ayrıca en önemlisi, verilen organik gübrenin ve mineral gübrelerin bitkinin etkili kök derinliği olan 60 cm. derinliğe kadar dağıtılması ve toprakla iyice karışması amacıyla yapılır. Muzun kök sistemi yüzeyseldir. Bu nedenle toprak işleme sırasında köklerin fazla zarar görmemesine dikkat edilmelidir. Muz bahçelerinde toprak işleme değişik şekillerde yapılabilir. Elle toprak işleme en yaygın olanıdır. Toprak muz çapası denilen uzun tırnaklı çapa veya bel küreği ile işlenir.

Ülkemizde örtü altı muz üretiminde şubat-mart aylarında toprak işlemesi yapılır. Açık bahçelerde ise Nisan-Mayıs aylarında toprak işleme yapılır. Toprak işleme ile birlikte ana bitkinin tepesi kesilir. Ana gövde yine yerinde bırakılmalı ve fidelerin beslenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca toprak işleme sırasında ana gövde üzerindeki fidelerin bağlantılarının temizliği (kütük alma) yapılmalıdır. Ana gövdedeki bağlantılar ve fazla fidelerin alınması ile gövde üzerinde köklenme artacaktır.sifalibitkileriniz.com Ancak ana gövde üzerinde meydana getirilen yaralanmalara karşı ilk suda mantar ilaçları uygulanmalıdır. Toprak işleme sırasında her ananın bulunduğu ocakta bir tane fide bırakılmalı, diğer fideler tamamen anadan ayrılmalıdır. Toprak işleme sonrası çıkarılan muz artıkları parçalanarak toprak üzerine serilmelidir.

Açık bahçelerde toprak işlemesi ile birlikte yaşlanmış kök ve piçler bağ bıçağı ile alınır. Bahar toprak işlemesinden sonra su çanakları açılır. Yazın bahçe otlandıkça otlar biçilir ve olduğu yerde bırakılır. Sonbaharda toprak işlendikten sonra yumru üzerine toprak ile birlikte organik gübre (hayvan gübresi) çekilir. Bu şekilde yumru dondan kısmen korunmuş olur.

Yabancı Ot Mücadelesi: Gerek muz bitkisi köklerinin çok yüzeyde olması, gerekse ülkemizdeki muz bahçelerinin ve yetiştirme tekniğinin özel durumları nedeniyle bahçelerin ot kontrolünü makine ile yapmak olanaksızdır. Bu nedenle el aletleriyle yapılması gerekmektedir. Makineyle toprak işleme olanağı çok azdır. Ancak bahçede dar yapraklı otlar hakimse, muz bitkisine zarar vermeyen, yalnız bu otları öldüren seçici yabancı ot ilacı kullanılabilir. El aletleriyle çapalamada, muz köklerine zarar vermemeye çok dikkat edilmelidir. Özellikle ağaç altlarındaki otların alınmasında, kök bölgesine girilmemeli, gerekirse otlar elle alınmalıdır.

Muz bahçelerinde genel olarak yabancı ot kontrolü sürekli yapılmakla beraber, bazı özel durumlarda geçici örtü bitkisi olarak bırakılmaları yarar sağlamaktadır. Muz bahçesinin toprağı ağır bünyeli, geçirimsiz, çok su tutan özelliklerdeyse, topraktaki fazla suyun tüketimine yabancı otlar yardımcı olmaktadır. Ayrıca muzun yüksek hava nemi isteği nedeniyle, yabancı otların bahçede hava nemini artırdığı dikkate alınmalıdır. Bazı muz tesislerinde bitkilere zarar vermeyecek şekilde bitkilerin aralarında yabancı otların geçici olarak bulundurulması bu yönden de yararlı olmaktadır. Ancak hafif bünyeli kumlu topraklarda ve yeterli hava neminin bulunduğu yörelerde sürekli yabancı ot kontrolü mutlak gereklidir. Bazı hastalık ve zararlıların bahçede artmaması için de bu işlem önem kazanmaktadır.

Hem toprak sıcaklığını ve nemini korumak, hem de yabancı otları kontrol altına alabilmenin daha pratik bir yolu vardır. Bu da muz bitki artıkları olan yapraklar ve dalarının parçalanarak toprak yüzeyine malç şeklinde yayılmasıdır. Bu şekilde yüzeye yayılan muz bitki artıkları yabancı ot kontrolünü de yapacaklardır. Toprak yüzeyine yayılan bu artıklar onarma zamanı toprak altına gömülerek toprağın organik madde içeriğini yükseltecek ve aynı zamanda organik gübre görevine yardımcı olacaktır.

Yabancı otları yok etmek veya kontrol altına almak için yapılabilecek bazı uygulamalar şunlardır.

1. Sık dikim yapmak: Sık dikim gölgeleme yapar. Gölgelemede yabancı otların oluşumunu engeller. Önerilen tek dikim bu yönden de yararlıdır.

2. Yabancı otları biçip olduğu yerde bırakmak: Ot mücadelesinde kullanılan ve önerilen en yaygın yöntemlerden biridir. Biçilerek toprak yüzeyine örtülen yabancı otlar, malçlama dediğimiz örtü görevini görecek, altlarında yabancı ot gelişmesine izin vermeyecek, toprak neminin kaybolmasını engelleyecek, güneşin yakıcı etkisini soğuracaktır. Otlar bahçeden çıkarılmadığı için bahçeden besin kaybı da söz konusu değildir.

3. Malçlama : Malçlamada toprak yüzeyi sürekli örtülüdür. Bu durum otların oluşumunu engeller. Yaşlanmış muz yaprakları ve diğer organik materyaller malçlama için kullanılabilir. Malç materyali toprak nemini korur ve zamanla çürüyerek toprağı besin ve organik madde yönünden zenginleştirir. Kurak iklimlerde yağmur suları malç örtüsünde kalır ve muz köklerine ulaşamadan buharlaşır.sifalibitkileriniz.com Ayrıca malçlama yüzeysel köklenmeye neden olabilir. Bu da köklerin kuraklıktan veya susuzluktan zarar görmelerine veya mekanik zararlanmalara neden olur. Ayrıca malç materyali kurak bölgelerde yangın çıkışını kolaylaştırır ve hayvansal zararlılara yataklık edebilir.

4. Kimyasal maddelerle yabancı otları yok etmek: Ot öldürücü ilaçlarla (Herbisitlerle) yapılır. Muz yapraklarına değdirilmeden yapılacak bir ot mücadelesi otların yok edilmesini sağlayabilir. Ancak ot öldürücü ilaçların zamanla toprakta birikmeleri sonucu bazı olumsuz zararlar meydana gelebilir.

Hasat: Muz hasadı parmaklar olgun, fakat yeşilken yapılır. Parmaklardaki koyu yeşil renk açılıp parmak köşeleri yuvarlaklaşınca kesime başlanmalıdır. Hasat yapılırken salkımların yara-bere almamasına dikkat edilmelidir. Aksi durumda koruma güçleştiği gibi kalite de bozulur. Hasat iki kişi ile yapılır. Önce salkım bir torbaya alınır. Sonra kesilir ve taşınır. Taşıyıcıların omuzunda salkımları zedelenmekten koruyacak yumuşak sünger bulunmalıdır.

Hasat günün serin saatlerinde yapılmalı, hasat edilen ürünler güneşte bekletilmemeli ve sıcak dönemlerde olgunlaşmış bulunan meyveler dalında fazla bekletilmeden hemen kesilerek piyasaya sunulmalıdır.

Tüm bahçenin hasadı ya bir defada veya 2-3 defada dallar dipten kesilip alınmak suretiyle yapılmaktadır. Dwarf Cavendish’de hasat tek kişiyle yapılır. İşçi sol eliyle dalın sapını tutar ve diğer elindeki uygun bir bıçakla ekseni 30-40 cm. ilerisinden keser. Ülkemizde örtü altı muz bahçelerindeki hasatta ise dalların ağırlığı yüzünden bu işlemi tek kişi yapamaz. Bir kişi dalı omuzuna alacak şekilde tutarken, diğer kişi birinci tarağın üzerinden dalı testereli bıçak ile keser ve dal seradan çıkarılır. Daha sonra dal ya bütün olarak veya son zamanlarda yaygınlaştığı şekliyle taraklara ayrılarak pazarlanır. Taraklar daldan kesilmeli, kalitelerine ayrılmalıdır. Kesim nedeniyle açılan yaralardan akan lateks, hava ile okside olduğundan kahverengi lekeler yapar. Bunun için meyveler zayıf bir hypoklorid banyosunda 10 dakika yıkanır ve genellikle bir mantar ilacı ile (maneb’li) ilaçlanır. Bu suya kararmaları önleyen anti-oksidantlar (sitrik asit, askorbik asit) de eklenir.turkeyarena.net Benomyl’in 200-300 ppm’lik konsantrasyonlarında kullanılabilir. Kesilmiş kısımlar ilaca batırıldıktan sonra kurutulur ve ince polietilen örtülerle sarılarak, delikli karton kutularda ambalajlanmaktadır. Muzlar hava sirkülasyonu olan kutulara yeşil olarak konmalıdır. Daha sonra 2,7 oC sabit sıcaklıkta tutulacak depolara konulmalıdır. Bu sıcaklıkta olgunlaşma çok yavaştır.

Olgunlaştırma: Hasat edilen muz koyu yeşil renkli kabuğa sahiptir. Olgunlaştırma bu rengin açılması, meyvenin öz kısmının yumuşaması ve donuk beyaz renk almasıyla başlar. Kabuk rengi önce açık yeşil, yeşilimsi, sarı ve en son parlak sarı renge döner. Bu son devrede meyve ucu ve sapı henüz yeşildir. Kabuk doygun sarı olunca meyve yeme olgunluğuna gelmiş olur. Daha ileri devrede meyve eti sulanır ve generatif değişimler başlar. Çeşitli mantar enfeksiyonları, kabuk kararmaları görülür. Sonunda meyve tüm olarak yenemeyecek hale gelir.

Olgunlaştırma sırasında klorofil bozulur, renk sararır, meyve eti yumuşar. Nişasta şekere dönüşür. Bu dönüşüm 3-7 gün arasında değişir. Olgunlaşma sırasında 1. aşama yeşil dönemdir. 2. aşama açık yeşil dönem (nişasta şekere dönüşmeye başlar), 3. aşama yarı yeşil dönem (taşımaya uygun), 4. aşama ¾ ‘ü sarı dönem (3-5 oC saklama ortamında saklanabilir), 5. aşama sarı ama uçları yeşil dönem (manava gönderme zamanı), 6. aşama tam sarı dönem (müşteriye sunma için en uygun renk), 7. aşama kahverengi noktalı sarı renk, en fazla tat olan dönem 7. dönemdir.

Depolama: Muzların hasat sonrası yaşam sürelerinin uzun olmasını sağlamak için kısa sürede uygun depolama koşullarına getirilmesi gerekir. Bu şartlar genellikle çeşitli nakliye araçları ve soğuk hava depolarında sağlanır. Klimakteriyel bir meyve olan muzların solunum hızı bir çok meyve türlerine göre çok yüksektir. Depolama sıcaklığı da yüksek olduğundan bu solunum hızını azaltma olanağı da sınırlıdır. Bu nedenle depolamada soğutma kapasitesi hesabında bu durumlar göz önüne alınmalıdır. Muz meyvesi genel olarak 13 oC de 1-2 hafta süreyle depolanabilir. Bitki olarak soğuğa daha dayanıklı olduğu halde, meyvesi soğuğa daha duyarlı olan Cavendish çeşidi 14 oC de depolanmaktadır. Ancak Dwarf Cavendish için bu sıcaklık daha düşüktür. Daha düşük sıcaklıkta çeşide ve kalma süresine bağlı olarak üşüme olur. Depoda bağıl nem % 90-95 olmalıdır. Kontrollü atmosferli depolama olanakları varsa muzlar % 4-5 oC oksijen ve %5 CO2 ortamında 3-4 hafta dayanabilirler. Ancak bu meyveler olgunlaştırmadan sonra iyi renklendikleri halde, aroma durumları geriler. Bu sınırlar aşılınca da meyvede çeşitli koyu gri lekeler oluşur. İnce polietilen torbalarda dayanıklılığı 4-10 gün artar. Bu nedenle uzun süreli taşımalarda az delikli, kısa süreli taşımalarda ise fazla delikli polietilen torbalar kullanılır.sifalibitkileriniz.com Bunların kalınlığı 0,038 mm olmalıdır. Ülkemizde muzların depolanması üzerinde yapılmış çalışmalar yoktur. Bununla beraber muz yetiştirme bölgelerinin kuzeyinde kalan ülkemiz için uygun depolama sıcaklığı daha düşük olabilir. Ancak ülkemizde yetiştirilen muzların Cavendish grubundan oldukları da unutulmamalıdır.

Muzlar depo şartlarında da önemli miktarda Etilen salgılarlar. Bu gaz depo içinde kalarak olgunluğu hızlandırır. Çünkü düşük sıcaklıklarda önemli etkisi olmayan etilen, muzun depolandığı sıcaklık şartlarında etkili olur. Bu gazın depodan alınması, depo süresini önemli ölçüde arttırır. Bu amaçla vermikülite emdirilmiş potasyum permanganat blokları depo içine konur. Muz ambalajları içine konan tarakların hastalanmaması, zarar görmemesi için difenilli kağıtlara sarılabilir veya Muz taraklarını polietilen örtülerle sarılıp içine etilen ve CO2 yi absorbe edici özel maddelerin konulması da başarılı olmaktadır. Muz depolarında etilene karşı etkili yollardan biride dış hava ile havalandırmaktır. Depo günde bir defa havalandırılacak şekilde sürekli veya birden havalandırılır. Depo içi hareketi de başlangıçta hızlı (saatte depo hacminin 50 katı), soğutma tamamlandığında yavaş olarak ayarlanmalıdır.

Ziyaretçi Yorumları

Bu tarif hakkındaki ziyaretçi yorumları

Adınız - Soyadınız

E-Posta Adresiniz

Yorumunuz

Cep Fabrika

Çok Okunan TariflerSitemizde en çok okunan yemek tarifleri

ABDÜSSELAM  OTU

ABDÜSSELAM OTU owners post

Yemekpost.com - Adres:Avusturya/Viyana jedleseer Str. 1210 Wien. Avusturya - GSM:+43 681 80305560

Tüm Hakları Saklıdır - 2020